Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
19.milli eğitim şurası başladı
#1
19. Milli Eğitim Şûrası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, KKTC Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova, ÖSYM Başkanı Ali Demir, TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak, eski Milli Eğitim Bakanlarından Vehbi Dinçerler, Nimet Baş, Ömer Dinçer, Şûra üyeleri, eğitimciler ile davetlilerden oluşan yaklaşık 600 kişinin katılımıyla başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şûranın açılışında yaptığı konuşmaya, Şûranın öğrenci, öğretmen ve eğitim camiası için hayırlı olmasını dileyerek başladı.

Milli Eğitim Şûrası´nda bürokratik katılımın azaltılmasından, öğrenci, öğretmen, veli ve sivil toplum örgütü iştiraklerinin çoğaltılmasından duyduğu memnuniyeti de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şûranın gerek katılımcıları gerek muhtevasıyla fark oluşturacağına inandığını söyledi.

Şûranın Antalya´da gerçekleşmesinin de isabetli bir karar olduğunu ve Milli eğitimin nabzının beş gün boyunca Antalya´da, Şûrada atacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şûra gündemindeki konuların Türkiye´deki hemen her aileyi çok yakından ilgilendirdiğini, bu konu başlıklarıyla ilgili nihai istişarelerin yapılacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Umuyorum ki oldukça önemli, isabetli ve hayırlı kararlar alınacak" dedi.

"Muhteva sürekli güncellenecektir"

Şûrada, "öğretim programları ve haftalık ders çizelgeleri" başlığı altında eğitimin muhtevasının istişare edileceğine, eğitimin kalitesinin artırılması için kararlar alınacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu, 12 yıllık Başbakanlığım döneminde de, her gittiğimiz yerde önümüze çıkan, gerçekten bizler için önem arzeden ve bu muhtevayı daha nasıl zenginleştirebiliriz, nasıl daha güçlü bir hale getirebiliriz, güçlü nesilleri böyle bir muhtevayla nasıl yetiştirebiliriz... Bunun üzerinde çok konuşuldu, tartışıldı. Bu Şûra artık bu işin inşallah finali olur diye düşünüyorum. Tabii ki muhteva sürekli güncellenecektir, bunu burada noktalamak mümkün değil. Gelecekte yine bu Şûralarla bu güncellemeler de yapılmaya devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.

"Öğretmen ve eğitim yöneticilerinin niteliğinin artırılması" başlığının da önemine işaret eden Erdoğan, "İstediğiniz kadar müfredatı kaliteli, güçlü yapın, nitelikli öğretmeniniz olmadıktan sonra buradan netice almanız mümkün değil" dedi.

Hazreti Ali´nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" yaklaşımının öğretmenin değerini ortaya koyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizler öğretmenlerimizin eseriyiz. Onlarla bizler var olduk. Onlar bizi, hamdolsun, bugünlere taşıdılar. Biz onların adeta o topraklardaki attıkları tohumlarız, ama bize baktılar, bizi o attıkları yerde bırakmadılar. Bizler oradan yetiştik ve bugünlere geldik" ifadelerini kullandı.

"Uyuşturucu tehdidine karşı kararlar alınacak"

"Okul güvenliği"nin de Şûrada ele alınacak başlıklar arasında yer aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uyuşturucunun ciddi bir tehdit teşkil ettiği bu çağda okulların ve öğrencilerin bu tehlikeden uzak tutulması konusunda Şûrada tatmin edici, rahatlatıcı kararlar alınacağını kaydetti.

Türkiye´de eğitim ve öğretimde 31 milyon civarında öğrenci olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bütün bu öğrencilerin rahat, huzurlu olacağı, kendilerini güvende hissedecekleri bir eğitim öğretim sisteminin inşa edilmesi önem arz ediyor. Sadece öğrencilerin değil öğretmenlerin, velilerin ve eğitim öğretim camiasının da artık yerleşik bir yapı içerisinde, öngörülebilir bir sistemle, aynı zamanda huzur ve güven ortamına kavuşmaları gerekiyor. Hepimiz biliyoruz ki eğitim ve öğretim hayat boyunca devam eden, yaşayan canlı bir süreçtir. Değişim, eğitim öğretimin zaten ruhunda, özünde vardır. Yeni bilgiler, yeni şartlar ortaya çıktıkça, ihtiyaçlar yenilendikçe eğitim öğretimin de değişmesi son derece tabiidir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim öğretimde 10 yılların, hatta 100 yılların ihmallerinin telafi edildiği bir süreçten geçildiğini, buna "değişim dönüşüm süreci" de denilebileceğini söyledi.

Cumhuriyet´in ilk yıllarında eğitim öğretim konusunda ciddi seferberliğin söz konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ciddi seferberliğin ardından dikkatinizi çekiyorum 2002 yılında bizim hükümeti devraldığımız günlere kadar bazı istisnalar dışında çok ciddi bir duraklama dönemi yaşandı" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002´de Türkiye´deki toplam derslik sayısının 346 bin olduğunu, bunun da tamamının Cumhuriyet döneminde yapılmadığını, Osmanlı döneminden intikal eden derslikler de bulunduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dikkatinizi çekiyorum Osmanlı dönemi artı 79 yıllık Cumhuriyet döneminde yapılan derslik sayısı 346 bin ama bizim hükümette olduğumuz dönemde yani 12 yılda Türkiye´ye kazandırdığımız derslik sayısı 235 bin. Biz 12 yılda 79 yılda yapılanın 3´te 2´sinden daha fazla derslik inşa ettik ama buna rağmen ihtiyaç karşılanmış değil" ifadesini kullandı.

Kendisinin okuduğu sınıfta 76 öğrenci bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizimki iyiymiş, halbuki 100´ü aşkın öğrencinin okuduğu Anadolu´da sınıflar vardı, bunları yaşadık" dedi.

Sınıfların en fazla 30 öğrenciden oluşmasını hedeflediklerini, bazı yerlerde bu rakam yakalanamasa da genel itibarıyla sınıflarda öğrenci sayısının 30´un altında olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamın daha iyi bir noktaya geleceğine inancını dile getirdi.

"Mesele sadece sınıf mevcutları değil"

"Eğer duraklama dönemi dediğimiz o dönemlerde bizim yaptığımız gibi bir derslik seferberliği başlatılmış olsaydı şu anda bizim kalabalık sınıf diye bir derdimiz olmayacaktı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Mesele sadece sınıf mevcutları değil. Görevi devraldığımızda okul sayısı yeterli değildi, öğretmen sayısı yeterli değildi, yurt, pansiyon, spor salonu, kütüphane sayısı yeterli değildi. 2002 yılında dahi okullarımız, sınıflarımız bilgisayarla tanışmış halde henüz değildi. Bakın sadece birkaç rakam vereceğim. Bu bir şura olduğu için rakamları vermek durumundayım. 12 yıl önce Türkiye´de 11 bin anaokulu vardı, 12 yılda biz 15 bin yeni anaokulu açtık. Çok açık, net ortada. Üniversite sayımız 76´ydı ve biz ona 99 yeni üniversite ilave ettik, şu anda 175 üniversitemiz var. İlk ve ortaöğretimde 79 yılda yapılan yurt ve pansiyon sayısı bin 450. Geçtiğimiz 12 yıl içinde Türkiye´de biz bunun üzerine bin 162 yurt ve pansiyon açtık. Türkiye genelinde 19 bin laboratuvar vardı, biz 12 yılda buna 15 bin laboratuvar ilave ettik. Kütüphane sayısı 12 bin adetti, 12 yılda biz buna 5 bin kütüphane ilave ettik.

Okullarımızda tek tük bilgisayar vardı, bizim 12 yıl içinde gönderdiğimiz bilgisayar sayısı bir milyon civarında. Fatih Projesi kapsamında şu ana kadar okullarımıza 3 bin 657 etkileşimli tahta, çok fonksiyonlu yazıcı ve kamera kazandırdık. Öğrencilerimize dağıttığımız tablet bilgisayar sayısı 737 bin rakamına ulaştı. Tabii şimdi buna ilave aslında 10 milyon tablet bilgisayar, onun şu anda hazırlıkları yapılıyor.

Öğretmen sayısı konusundaki en önemli yere geliyorum, rakamların geçmişle kıyası mümkün değil. Şu anda 852 bin öğretmenimiz var. Bunların 459 bini geçtiğimiz 12 yıl içinde göreve başladı."

"Eğitimi hükümetimizin en öncelikli alanı ilan ettik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümete geldiklerinde eğitimi en öncelikli alan ilan ettiklerini belirterek, bütçenin yaklaşık yarısını, kadroların yarısını eğitime tahsis ettiklerini söyledi. Erdoğan, "Çünkü 4 temel taş önemliydi. Bir eğitim, iki sağlık, üç adalet, dört emniyet" dedi.

12 yıllık süreçte, yılların ihmalini gidermek için eğitimin altyapısında, muhtevada, programlarda, ölçme değerlendirmede köklü reformlar gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, "Şimdi eğitim öğretimde, artık biliyorsunuz, değerler dönemi başladı. Bu değerler döneminde, eskiden böyle bir şey yoktu ama şimdi değerler dönemindeyiz, gerçekten eğitim öğretim camiası bunu adeta ayrı bir branş olarak öğrencilerimize veriyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Eğitimin özüne, ruhuna ters"

"Dershane gibi eğitimin özüne, ruhuna, eğitimin gayesine tamamen ters bir meseleye neşter attık diye nasıl saldırılara maruz kaldığımızı sizler de izlediniz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Dershaneleri kaldırarak öğrenci lehine, öğretmen lehine, özellikle de veliler lehine bir adım atmak istiyorsunuz karşınıza çok büyük ihanet şebekeleri çıkarılıyor" dedi.

Erdoğan, dershaneleri bir yerde de öğretmenlere saygısızlık olarak gördüğünü dile getirerek, "Benim öğretmenim bana okulda zaten ders veriyor. ´Öğretmenim senin verdiğin ders bana yeterli değil, ben bunun dışında bir de akşamları veya hafta sonu para verip, gidip ayrıca ders alacağım.´ Nereden? Dershaneden" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Önemli klişeler de var o dönemde tabii. Test, üniversite imtihanı, hepsi dershanelerin müfredatına göre hazırlanıyordu. Geldiğimizde bununla da karşı karşıya kaldık. Okul müfredatına göre değil. Buna göre hazırlanıyor ve çocuklarımız buna göre üniversite imtihanına giriyorlardı. Biz o çarka tabii girince oyun bozuldu. Eğitimin önündeki bütün engelleri, madde engelleri kaldırmanın mücadelesini veriyoruz, yoksuluğu eğitimin önünde bir engel olmaktan çıkarmanın mücadelesini veriyoruz ama öte yandan Anadolu´daki, Trakya´daki yoksul köylü yeri geliyor traktörünü, tarlasını satarak çocuğunu dershaneye göndermek gibi izah edilemez bir zulme katlanmak zorunda kalıyor. Bazı yerde bakıyorsunuz anne kolundaki bileziğini satıyor. Niye? ´Çocuğumu dershaneye göndereyim, aksi takdirde üniversiteye giremez. Bunlarla karşı karşıya kaldık gittiğimiz birçok yerlerde anneler önümüzü kestiklerinde bize bunu söylediler. ´O zaman bu okullar niye var´ dediler. ´Bu okullar varsa bu dershane niye var´ dediler ve haklıydılar. Bu soruyu bu şekilde bize yönelttiler."

"Siz bu zulmü ortadan kaldırmak istediğinizde karşına kendi kirli tezgahını korumak isteyen, gözünü para bürümüş, gözünü hırs bürümüş bazı ihanet şebekeleri çıkıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"İşte ne yaptıklarını gördünüz, bir grup, dershaneler uğruna ülkeyi ateşe atmaktan, ülkeyi yangın yerine çevirmekten kaçınmayacağını herkese gösterdi. Niye? Oradan ihanet sistemlerine para devşiriyorlardı, oradan ihanet çetelerine adam devşiriyorlardı. Siz bu kirli çarka çomak soktuğunuzda da en ağır iftiralara, ithamlara, hatta darbe girişimlerine maruz kalıyorsunuz. O orada tezgahını koruyacak, adeta Anadolu´nun, Trakya´nın yoksul, gariban insanının kanını emecek, emeğini sömürecek, siz bu zulme karşı çıktığınız için iftiralara, ithamlara, darbe girişimlerine maruz kalacaksınız. İşte biz buna boyun eğmedik. Hatta son dönemde bunu çok açık, net söyledim. Bundan böyle Milli Eğitim Bakanlığımız hafta sonu cumartesi, pazar isteyen öğrencilere okullarımızda ücretsiz takviye kursları verecek dedik. Bunu inşallah belli yerlerde de şu anda uygulaması başladı ve tüm Türkiye geneline bu yayılacak. Hangi öğrenci takviye kursu almak istiyorsa cumartesi pazar günlerinde bu kursların verileceği okullarda, kurslarını ücretsiz alacak. Niye? Devlet, vatandaşının hizmetinde, milletinin hizmetinde olduğunu da bu şekilde ortaya koymuş olacak. Yoksulun sırtından geçinen bu şebekeye karşı kararlı şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz. Allah´ın izniyle de bu dershane sorununu artık Türkiye´nin gündeminden çıkardık, çıkarıyoruz. 2015 Eylül, bitiyor."

kaynak:egitimhane
Bul
Cevapla



Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Milli Eğitim Bakanlığının önerdiği kitap ve film listesi fenhane58 0 1,271 31/08/2018, 13:42
Son Yorum: fenhane58
  2016/2017 Eğitim – Öğretim Yılı Yenilenen Fen Bilimleri Dersi Müfredatı Değerlendirme fenhane58 0 1,990 07/09/2016, 14:15
Son Yorum: fenhane58
  2016-2017 eğitim Öğretim yılı iş günü takvimi fenhane58 0 1,741 06/09/2016, 14:51
Son Yorum: fenhane58
  Milli Eğitim Bakanlığı'nın SBS'yle ilgili yaptığı başvuru rededildi fenhane58 0 2,576 04/02/2014, 11:43
Son Yorum: fenhane58

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar:
1 Ziyaretçi