Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
fen konuları ile ilgili ilginç bilgiler
#1
fen ile ilgili ilginç bilgiler
• Sağ ve sol böbreklere gelen günlük kan akışı yaklaşık 1,5 ton kadardır. Bu da vücuttaki kanın tamamının günde yaklaşık 300 kere böbreklerden geçtiği anlamına gelmektedir.
• insanın sinir sisteminde vücudu bir ağ gibi saran yüz milyardan fazla sinir hücresi (nöron) bulunmaktadır. Bu sinir hücreleri sayesinde vücudumuzdaki en küçük değişiklikte bile merkezi sinir sistemi tarafından bilinir.
• Üst deride kan damarları yoktur. Buradaki hücrelerin beslenmeleri, alt derideki damarlardan buraya ulaşan sıvılarla olur. Üst deride sinir uçları bulunur.

• Eski Mısırlılar en büyüğü yaklaşık olarak 146 metre (ortalama 90 kişinin birbirinin omzuna çıkarak ulaşabileceği bir yükseklik) olan, piramit adlı taş yapılar inşa ettiler. Bu yapıları inşa ederken de tonlarca ağırlıktaki büyük kayaları, eğik düzlemler yardımıyla taşıdılar.
• Dijital olmayan saatlerde; saat, dakika, saniye ve tarih gibi ayarlar saatlerin içinde bulunan dişliler sayesinde kontrol edilir.
• Fermuar üç tane eğik düzlemden oluşan bir bileşik makinedir. Üstteki eğik düzlem, fermuarın aşağı doğru çekilmesiyle fermuar dişlerini birbirinden ayırır. Alttaki
eğik düzlemler ise fermuar yukarı doğru çekilirken dişleri birbirine doğru iter.


• Dişlilerin sürtünen yüzeylerinde ısınmalar sonunda zamanla aşınmalar oluşabilir. Aşınan yüzeylerde sürtünme kuvveti artar. Bu nedenle hareket, istenmeyen bir şekilde yavaşlayabilir ve dişli sistemi bozulabilir. Sürtünmenin bu etkisini azaltmak için dişliler düzenli zaman aralıklarında yağlanır.
• Atmosfer içindeki tüm cisimlere hava direnci etki eder. Güneş sisteminde bulunan ve meteor adı verilen gök cisimleri çok süratli hareket eder. Bunlar Dünya atmosferine girince hava direnci nedeniyle aşırı bir şekilde ısınarak akkor hale gelir ve kütleleri azalır. Bu cisimler geceleri yeryüzünden kısa sureli ışık çizgisi şeklinde görülebilir. Halk arasında bu olaya “akan yıldız” ya da “yıldız kayması” adı verilir.

• Elektriklenme olayı ilk kez yaklaşık 2600 yıl önce bazı ağaçlardaki reçinenin fosilleşmesinden oluşan kehribar taşının işlenmesi ve kullanılması sırasında gözlemlenmiştir. insanlar kehribarın koyun postuna sürtülmesiyle küçük nesneleri çektiğini fark etmişlerdir. Elektrik ve elektron terimleri kehribar taşının özelliklerinin fark edilmesi sonucunda ortaya atılmıştır.
• Evinizdeki prizlerde bulunan elektrik, deneylerde kullandığınız enerji kaynaklarından farklı olarak çok yüksek bir gerilim değerine (220 V) sahiptir. Bu nedenle şehir geriliminin ölçülmesi oldukça tehlikelidir. Bazı ülkelerde kullanılan şehir gerilimi 110 V, bazılarında ise 240 V değerindedir. Elektrikli yılan balıklarının vücudunda yüksek gerilim veren kaslara dönüşmüş elektrik organları vardır. Bu balıklar kapasitelerine ve büyüklüklerine bağlı
olarak 500-600 voltluk bir gerilim üretebilir

• Atomun hacminin büyük bir kısmı boşluktur. Eiffel (Eyfel) Kulesi’ndeki atomların içindeki boşluğu yok etmek mümkün olsaydı geriye bir şeker kutusu büyüklüğünde cisim kalırdı. Bu kutuyu en güçlü vinçler bile kaldıramazdı çünkü kulenin kütlesi değişmezdi.
• Bazı moleküller çok sayıda atom içerir. Örneğin, B 12 vitamininin bir molekülünde 181 atom bulunmaktadır. En karmaşık moleküllerden biri de hücrede bulunan DNA molekülüdür. DNA molekülünde milyonlarca atom bulunur.
• Süt homojen bir sıvı gibi görünür. Ancak mikroskopla bakıldığında sütün içindeki yağ
damlaları görülebilir. Yağ damlaları süt içinde çözünmemiş hâldedir. Bu sebepten süt,
heterojen bir karışımdır.

• Soluduğumuz hava heterojen bir gaz karışımıdır. Bu gaz karışımının çok büyük bir kısmı azottan oluşmaktadır. Yaşamımız için gerekli olan oksijen havanın yaklaşık 1/5’ini oluşturur. Geri kalanını ise çok az miktardaki soy gazlar, karbon dioksit ve su buharı oluşturur.
• Akvaryumlarda havalandırıcılar tarafından üretilen hava baloncuklarındaki oksijenin büyük bir kısmı atmosfere karışır. Ancak oksijenin bir kısmı su içerisinde çözünür ve balıkların yaşayabilmesine olanak sağlar. Balıklar solungaçlarıyla suyun içindeki çözünmüş oksijeni kullanır. Kirlenmiş dere, göl ve denizlerdeki balık ölümlerinin sebeplerinden biri de bazı kirletici maddelerin sudaki oksijen ile bileşikler oluşturarak oksijen miktarının azalmasına neden olmasıdır.
• Güneş pilleri, güneş ışığından elektrik enerjisi üretir. Fotoğrafı verilen yatta bulunan güneş pilleri, 12 voltluk aküleri güneş ışığından yararlanarak şarj eder, doldurur.
• Boyaların karıştırılması ile çeşitli renkler elde edilir. Boyaların karıştırılması ile elde edilen renkler, ışıkların birleşmesi ile elde edilen renklerden oldukça farklıdır. Çeşitli renkteki ışıkların birleştirilmesiyle renkler birbirine eklenerek yeni renkler oluşturur. Bu olay renk çoğalması olarak adlandırılır. Karışımdaki renkli ışıklar çoğaldıkça beyaz ışık elde edilir. Boyaların karıştırılmasında olay tersine işler. Karışıma giren her renk kendi rengindeki ışığı yansıtır, diğer renkleri soğurur. Böylece renk azalmasına neden olur. Bütün renkler karışınca renklerin hepsinin soğurulması sonucu siyah renk oluşur.
• 17. yüzyılın sonlarına kadar ışığın belli bir hızının olup olmadığı bilinmiyordu. Işığın hızını ölçmeye çalışan ilk bilim insanı Galileo (Galilo)’dur. 1676 yılında ışık hızı ile ilgili ilk ölçümleri yapan Danimarkalı astronom Olaus Roemer (Olas Rumer) olmuştur. Bunu, 1726 yılında yıldız ışığı yöntemini kullanarak ışık hızını ölçen ingiliz astronom James Bradley (Ceymıs Bradli) izlemiştir. 1879 yılında Amerikalı fizikçi Albert Michelson (Albırt Maykılsın), ışığın hızını bugün kabul edilen değere en yakın duyarlılıkla ölçmeyi başarmıştır. Michelson yaptığı bu çalışma ile 1907 yılında Nobel ödülü kazanmıştır.
• Işığın tam yansıma yapmasından günlük hayatta birçok alanda yararlanılmaktadır. Tam yansımadan yararlanılarak yapılan fiber optik kablolarla ses ve görüntü dünyanın bir ucundan diğerine çok kısa surede iletilebilmektedir. Bu kablolar bükülebilen plastikten veya camdan yapılmaktadır. Tıpta da tam yansıma olayından yararlanılarak geliştirilmiş araçlar kullanılır. Bu araçlar iç organların gözlemlenmesini ve istenilen bölgelerin görüntüsünün alınmasını sağlar. Vücudun bir bölgesinden içeri sokulan fiber optik kablonun ucundan gönderilen ışık, kablonun içinde tam yansımalar yaparak ilerler ve incelenecek bölgenin görüntülenmesini sağlar.
• ilk teleskobun 1600 yılında Hollandalı gözlükçü Johan Lippershey (Yoan Lipırşo) tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Galileo 1609 yılında kendi yaptığı teleskopla Ay yüzeyindeki kraterleri, Güneş’teki lekeleri, Jüpiter’in dört uydusunu ve Satürn’ün halkalarını gözlemleyen ilk bilim insanıdır. Galileo’nun teleskobu sadece otuz kat büyütme yapabiliyordu.
• Yeryüzündeki toplam tür sayısının on dört milyon olduğu tahmin edilmektedir. Ancak bilim
insanları yalnızca 1,7 milyon türü isimlendirebilmiştir.

• Yeryüzünde bulunan canlı grupları arasında tür sayısı bakımından en büyük grup böcekler, en küçük grup da omurgalı hayvanlardır.
• Kalın bağırsağımız, vücudumuz için gerekli olan bazı vitaminleri sentezleyebilen çeşitli bakterilerin habitatını oluşturmaktadır.
• Bugün yalnızca Afrika kıtasında yaşayan ve sayıları sadece 700 olan dağ gorilleri, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmış canlılardandır. Araştırmacılar, bu canlıların bir bölümünün grip hastalığı nedeniyle öldüğünü ortaya çıkarmışlardır. Bu hastalığın dağ gorillerine, bu hayvanları görmeye gelen turistler tarafından bulaştırıldığı belirlenmiştir.
• Yüz yaşındaki bir kayın ağacı saatte yaklaşık kırk kişinin açığa çıkardığı 2,35 kg karbondioksiti tüketiyor. Dünyada her yıl kâğıt tüketiminin yarısı geri dönüşümle kullanılır hâle getirilirse Türkiye büyüklüğünde bir ormanlık alan yok olmaktan kurtarılmış olur.
• Yeryüzünün 1/4’ini çöller kaplıyor. Yapılan araştırmalara göre küresel ısınma çölleşmeyi artıracak ve çöllerin çok daha kurak bölgeler hâline gelmelerine sebep olacak. iklim değişikliği nedeniyle bu yüzyılın sonuna kadar çöllere düşen yağmur miktarı % 20 azalacak. Birçok canlıya ev sahipliği yapan çöllerde canlı yaşamı daha da zorlaşacak.
• Gökyüzündeki en parlak yıldızın Kutup Yıldızı olduğu yönünde yaygın bir inanış vardır. Güneş’ten 3000 kat daha parlak olmasına rağmen Kutup Yıldızı, yıldızlar arasında parlaklık açısından 46ğ sırada yer alır.
• Kuyruklu yıldızlara onları ilk kez gözlemleyen insanların isimleri verilmektedir. Bugüne kadar en çok bilinen kuyruklu yıldızlardan bazıları şunlardır: Halley, Shoemaker-Levy (fiumaykır-Levi), Hyakutake, Hale-Bopp (Heyl-Bup), Churyumov- Gerasimenko (Kuryumof-Gerasimenko)
• Bir gezegen olup olmadığı sürekli tartışılan Plüton 1930 yılında Amerikalı gök bilimci Clyde Tombaugh (Klayd Tambo) tarafından keşfedilmiştir. Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) (International Astronomical Union), 24 Ağustos 2006 tarihinde Prag’da yaptığı toplantıda Plüton’u gezegen sınıfından çıkararak “Cüce Gezegen” sınıfına dâhil etmiştir. Toplantıya katılan bilim insanları gezegen kavramını yeniden tanımlamışlardır. Bir gök cisminin gezegen olabilmesi için aşağıdaki şartları sağlaması gerekir: 1. Kendi çekim etkisiyle yuvarlaktır. 2. Güneş etrafında döner. 3. Yörüngesi diğer gök cisimlerinden arınmıştır. Plüton’un yörüngesinde çeşitli büyüklüklerde gök cisimleri bulunmaktadır. Plüton, gezegen tanımındaki 3. şartı sağlamadığı için gezegen statüsünden çıkarılmıştır.
• 1766 yılında Johann Daniel Titius (Yohan Daniel Titius), gezegenlerin Güneş’e uzaklıklarının matematiksel bir dizi oluşturduğunu bulmuştuğ Bu buluş, 1772 yılında Johann Elert Bode (Yohan ilırt Bude) tarafından yayımlandıktan sonra “Bode Yasası” olarak tanınmıştır. Uranüs’ün 1781 yılında keşfedilmesinden sonra Bode Yasası diğer gök bilimcilerin çok dikkatini çekti. Çünkü Bode Yasası, Uranüs’ün Güneş’e olan uzaklığını doğru tahmin ediyordu. Bode Yasası’na göre Mars ile Jüpiter arasında bir gezegen daha olmalıydı. Gök bilimciler Mars ile Jüpiter arasında gezegen aramaya koyuldular. Yapılan gözlemler Mars ve Jüpiter arasında bir gezegenin değil asteroitlerin bulunduğunu ortaya çıkardı.
Bul
Cevapla



Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  deprem ile ilgili sunum fenhane58 0 1,367 08/05/2017, 20:23
Son Yorum: fenhane58
  organ bağışı ile ilgili altı şapka tekniği etkinliği fenhane58 0 2,243 14/12/2015, 14:04
Son Yorum: fenhane58
  kemikler hakkında ilginç bilgiler dersfen 0 1,593 31/03/2015, 08:25
Son Yorum: dersfen

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar:
1 Ziyaretçi